25 Ekim 2014 Cumartesi

Zamana Yenik Düşebilir

İlişkilerin üzerine bir yazı istiyorum.
Kırılabilir, bükülebilir vs. gibi bir şeyler değil. Direk olarak, "zamana yenik düşebilir" diye.
Zamanla güven azalır,yalnızlığa çağırırlar diye.

---

Nefes alamıyor,konuşamıyor,bulunduğum yer üzerime üzerime geliyor.Nedeni belli olmayan bir durum yüzünden,yine bana bir gün daha zehir olup geçiyor.Şuursuz anılarım ve günlerim oldu yalan değil.Ama kendimi neredeyse dört yıldır ayakları üzerine basan,ilişkisini koruyan bir adam olarak görüyorum.Öyleyim.

---

Kırmadım mı? Üzmedim mi? Sövmedim mi kimi zaman... Yaşamaktan kasıt neyse hepsini yapmadım mı? Değer verdim,sevdirdim...Peki neydi bizi şuan yaşadıklarımıza iten..
Nedir, aslında aynayı kendine çevirmenden seni geri çeviren.

---

Neyse.
Demem o ki sana, zaman hep ilaç değil, bazen de tüketmektir.
Beni tüketmeden kendin tükenmeden istediğin her şeyi yapmakta özgürsün.Toprağım olmadan tohum olamam ben,ya toprak ol, sar kalbinle,ya da

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Time to say Goodbye!

Şuan, ormanın yeşilliklerine dalmış bir şekilde "time to say goodbye" dinlerken aklıma gelen eskiler canlanıyor gözümde.
Yarısı hayal meyal canlanan anılar ardından kısa bir flashback!

Kim? Nerede? Ne yapıyor?

Evlenen,bebeği olan,boşanan...en acısı ölmüş olan.

Sahi,öldüklerinde benim anılarımla onlarla gitse ya. Bir daha görememe acısına katlanmak zorunda kalmadan aklımdan uçup gitseler anılar.Tabi ölünce onlar da unutuyorsa.Bir daha beni hatırlamayacaksa...

Neden mi "time to say goodbye" aklıma geliyor? O musallaya kondukları anda sizce başka hangi şarkı okunmalı,söylenmeli,çalınmalı ki?

Buradan vasiyetime dahil olsun bence.Ben musalla taşındayken arkamdan sadece o şarkı çalınsın ve kimsecikler ağlamasın.
Şahsen benim gözyaşım nil'e karışıp döküleceği yeri biliyor...
O kadar yoğun o kadar fazla.

Sevgiler.

23 Şubat 2014 Pazar

Her İnsan Hata Yapar

İnsan olmanın bir kuralı olsaydı ve ilk kuralını bana soracak olsalardı,muhtemelen hata yapmak diye cümleye başlardım.
Hata yapmak.Yanlışların birikip hata olması,hata yapmak,hata...

Dile yapışan söz gibidir aslında hata yapmak.Kimi zaman benim hatam dersin,kimi zaman hatasız kul olmaz falan feslikan.
O kadar basite indirgeriz ki 'hata' kelimesini bazen cidden anlamaz,geçer gideriz.Oysa bir hata,yani yapılan belki de bir kaç yanlış nelere mal oluyor hayatımızda...
Yazık.
Bir ömür,bir ömre mal olmuş benimkisi...
Ne kaçarı var ne faydası.Belki de başkasına zararı olacak.
Duyduğun bir sözde bile ruhuna derinden işleyecek.
Sonunda ise o güzelim yanan ateş sönecek...

17 Şubat 2014 Pazartesi

Palyaço

Nereden nereye gidiyorum pek belli olmasa da cidden ağır ağır gidiyorum.
Ruhum,bedenim alışılmadık bir yorgunluk ve ağırlık içinde hareket ediyor.Mutlu etmeye çalıştığım insan sayısına bakınca kendimi cidden kalbi kırık bir palyaço gibi görüyorum.İçi kan ağlayan,makyajı bozulmuş ama başkalarını güldürmek ve mutlu etmekle yükümlü..

Ağlasam anlamayacaklar,gülsem zaten bir anlamı yok.Yanında oluşumu sadece "bedenen" açıklayabileceğim anlar var.Bu aralar mutlu olmak gerçekten zor. (şu bir kaç saat dilimi içinde)
Sevgilerimi sunuyorum,he bir de;

Biraz zaman verseniz,makyajımı tazelemek istiyorum.

7 Ocak 2014 Salı

Gün sonuna doğru;

Bir kadeh öküzgözü,biraz çerez,şömine ve orman içinde camdan bir kabin.Bazen mutlu hissetmek için bundan fazlasına gerek yok.

Yanımda yanan şöminenin sıcaklığı ve odunların fiziksel tepkime sesleriyle beraber sadece oturuyorum.Düşünmeden,beyinsel hiç bir aktivite yapmadan.
Sanırım daha fazla yazmayı da istemiyorum.

Sevgiler

4 Ocak 2014 Cumartesi

Tatmin

Kendi evinizde uzaklara gidin.
Dumanı henüz fincandan taşan bir kahve alın,tiryakiyseniz,bir sigara...
Fonda çalan bir müzik olsun ama ne olduğu sizi pek ilgilendirmesin.
Yavaştan yazmaya başlayın.Mesela şuan beni okuyor değilde,mor sümbüllerin ve aynaların olduğu sizi kimsenin duymadığı o düş bahçesinde hissedin kendinizi.
Duygusal bir rehavete hazırmış gibi,ellerinizi kullanmadan sadece beyin gücüyle mastürbasyon yapın.aşık olduğunuz bedeni yada arzuladığınız popoyu değilde sadece kendinize odaklanmayı deneyin.
Müziği yavaştan hissedin,bedeninizin ihtiyacı olan bir şeyler çalıyor gibi değil mi?
Sonra yavaştan burun delikleriniz kahvenin kokusunu alacak,yine ardından sümbülleri hissedeceksiniz,hem bedeninize değişini hem kokularını.
Aynada kendinizi göreceksiniz.Harika bir parıltıyla.

Evet,biraz zaman geçecek böyle,kimi için bir dakika kimi için sonsuz dakika,ruhunuzdaki demi atmak için ne kadar süre gerekiyorsa işte.
Kısa bir tatmin gibi gelecek ama aslında öyle olmadığı aşikar.
Kendinizi kaybettiğiniz süre kadar ihtiyacınız varmış bu boşalmaya.

Hadi,bir kere daha;

Kahve kokusu,sümbüller,ayna ve sadece hayaller.

Twitter.

famous :)